20 Aralık 2013 Cuma

Motosiklet Kullanın Genç Kalın!

Motosiklet bir hayat tarzıdır diye bir çok yazımızda bunu söyledik. Fakat hiç bir yazımızda motosikletin yararlarından bahsetmedik. Şimdi ondan bahsedeceğiz.

Motosiklet Kullananlar Daha Dinamik

Japonya'da bir üniversite bilimsel bir araştırma yaparak motosiklet kullanımın yaşa olan etkisine bakmış. Motosiklet yarışçılarının her zaman savunduğu şey olan "genç kalmak" olayı bilimsel olarak da kanıtlamış oldular.

Peki bu yargıya nasıl varıldı. Bu yargıya varılmak için tabi ki test uygulandı. Bu test için insanlar iki farklı grubu ayrıldılar. Bir grup motosiklet kullanırken diğer bir grup aynı süre boyunca otomobil veya bisiklet kullandılar.

Bu uygulama sonrası ilk olarak işlev testleri yapıldı. Daha sonra ikinci bir test yani dikkat ve hafıza testleri yapıldı. İki testte de motosiklet kullananların daha başarılı olduğu görüldü.

Motosiklet kullanmak beyni zihinde tutuyor

Bunun sebebinin ise motosiklet kullanmanın daha dikkat gerektirdiği ve beyni daha zihinde, odaklanmış tuttuğu düşünülmüş. Tabi ki bu kullanan insanların beyin yapısına veya özelliklerine göre değişebilir fakat Japon araştırmacılar seçilen kişilerin olabildiğince aynı tür insanlar olmasına dikkat etmişler.

Motor yarışçılarının bunu söylemelerinin sebebi belki de toplum genelinde gençlerin daha çok motosiklet tutkusunun olduğunundan kaynaklanıyor. Belli bir yaştan sonra daha çok güvenli yaşama geçtiği düşünülüyor insanların fakat şunu da belirtmek gerekir ki bu testler yapılırken 40-50 yaş aralarındaki insanlar teste tabi tutulmuş.

Sonuç olarak motor yarışçılarının bu öngörüsü bilimsel açıdan da tam olarak olmasa bize bir bilgi verdiğini söyleyebiliriz.

19 Aralık 2013 Perşembe

Dünyanın Çikolata ile Çalışan İlk Motosikleti

Zamanımızda yakıt çok önemli bir araç. Ulaşım günümüzde ne kadar önemli olduğu herkes tarafından bilinir. Her gün okula veya iş yerine giderken bile 30 kilometreden fazla yol alan insanlar var. Bu durum sonuçta bir ulaşım zorunluluğunu getiriyor bu zorunluluk da araç zorunluluğunu götürüyor. Bu araçlarından yakıt tüketimi ile çalıştığını artık küçücük çocuklar bile biliyor. Bu yakıt da ilk olarak petrol olarak başladı. Tabi insanoğlu bu başladığı şeyi tüketmeden durur mu? Durmaz. petrolü tükettik de tükettik, tükettik de tükettik. Hatta öyle bir safaya geldik ki bu yüzden savaşlar bile çıkaracak durumdayız bir çok şey de artık ona bağlanıyor. Einstein bir sözünde hatta 3. Dünya Savaşının ham madde eksikliğinden çıkacağını öne sürmüştür.

Alternatif Yakıt

Neyse biz konumuza dönersek bu yetmezlikten dolayı insanlar alternatif yakıt arayışlarına başladı. Elektirk, su gibi bir çok yeni yakıt denendi. İstanbul Teknik Üniversitesi Enerji Enstitüsü bunu farklı bir safaya taşıdı. Ve çok farklı bir yakıt denedi.

Çikolata'dan yakıt olur mu?

Evet doğru okudunuz başlıkta da görüldüğü gibi çikolata ile çalışan bir motosiklet üretildi. Bunun ne kadar alternatif bir yakıt olacağı tartışılır fakat farklılık bakımından herkesin ilgisini çektiği kesin.

Belki biraz da marka adını ön plana taşımak adına yapılmış bu araç yine de merak ediliyor. Metro çikolatası ile çalışan bu araç, 10 bilim adamı ile 6 ayda tamamlanmış. Prof. Dr. Altuğ Şişman şöyle anlatıyor durumu "Metro'daki şeker ve yağ molekülleri, piroliz reaksiyonu yardımıyla özel bir motosiklet tarafından kullanılabilecek daha küçük hidrokarbon moleküllerine parçalanarak yine özel bir kompresör yardımı ile yüksek basınçlı tüplere dolduruluyor. Tüplerin içindeki bu gazın enerjisi, bu gazla çalışacak şekilde modifiye edilmiş motosiklet tarafından mekanik enerjiye dönüştürülüyor." 


Metrosiklet adı verilen bu araç, 100 km/s 5 saniyede ulaşabiliyor. 24 adet metro çikolatası ile beraber de 1 km yol alabiliyor. 1 adet metroyla da 300 metro boyu mesafe alıyormuş. Bu tabirler de uzunluk kavramına yeni bir ölçüm aracı eklenmiş oluyor.

Başta da denildiği gibi ne kadar kullanılır olur bilinmez fakat ilgi çekiyor. Biz Türk insanlarının boğazına olan düşkünlüğünü de göz önünde bulundurursak, "Ne motora vercem abi! Alırım kendim yerim çikolatamı" sözlerini duyar gibiyim.

Motosiklet Karikatürleri

Eğlence hayatımızın her yerinde bulunan ve aranan bir şey. Sonuçta o kadar iş,ders,ay sonu hesabı gibi sıkıntı dolu günlerde doğal olarak yüzünü güldürecek bir şeyler arıyor insanlar. Bunu sağlayacak bir çok şey var aslında oyunlar olsun, film ve diziler olsun. Bir nebze insanı gülümsetiyorlar fakat ben 2-3 saat ayıramam kardeşim diyenler için alternatif ve hiç ölmeyen bir şey daha var karikatürler.

Yüzyıllar boyu var olan ve olacak olan avucunuzun içindeki eğlence mekanı: Karikatürler

Karikatürler hem kısa zamanda hem de belki bir film veya diziden daha çok yüzümüzü güldüren şeyler ve boyu yüzyıllar boyu süren bir gelenek adeta. Biz de şimdi motosiklet ve motor yarışları ile ilgili güzel ve bir nebze bile olsa yüzünüzü güldürme ihtimali olan karikatürleri size göstereceğiz. Bu arada tabi en çok motosiklet karikatürlerine katkı sağlayan Sayın Oğuz Demir'e de buradan teşekkürlerimiz sunalım



















18 Aralık 2013 Çarşamba

31 Bin Kilometrelik Hayal

Geçen yazılarılarımız da dünyayı motosiklet ile dolaşan ilk insanı konu edinmiştir. Onun başlattığı yoldan bir çok insan devam etmektedir. Ama son zamanda bir kişi var ki onun hayali biraz daha zorlu.

23 yaşındaki Pekinden Mingjiao Lian başlayarak herhangi bir lojistik destek almadan 2 kıta ve 12 ülkeden oluşan tamı tamına 30 bin 700 kilometre yol yapmış. Yaptığı yolculuğun adını Barış Yolculuğu koyması da gönlümüzdeki yerini biraz daha yükseğe taşıdı. 2013 Haziranında başladığı Asya-Avrupa yolculuğunu Kasın 2013'de İstanbul'da noktaladı.

Tam 12 Ülke

Pekinde başlayarak sırayla Moğolistan, Rusya, Finlandiya, Estonya, Letonya, Litvanya, Polonya, Almanya, Avusturya, İtalya ve Yunanistan'ı geçerek İstanbul'a ulaşmış.Aynı zaman fotoğrafçı olan Lian, daha önce de bisiklet ile tek başına yaptığı yolculuk ile adını duyulmuştu.

170 gün boyunca hep birlikte olduğu motosikleti Rahmi Koç müzesine bırakan sporcu, "Kendimi çocukluğumdan itibaren hayallerimi gerçekleştirmeye adadım. 23 yaşındayım ve yıllar sonra çocuğumla birlikte gelerek ona yaptığım yolculuğu anlatırken bu motoru gösterebilecek olmak beni çok heyecanlandırıyor. Rahmi M. Koç Müzesi’nde, bu yaptığım yolculuğu hep hatırlatacak bir köşenin olacak olması benim için çok önemli. Bu geziye hayallerimin peşinden koşmak için çıktım. Çocukluğumdan beri tek idealim buydu. Tehlikeli bir yolculuktu bu yüzden kimseyi tehlike altına atmak istemedim ve tek başıma seyahate çıktım. Benim için işin en zor kısmı Çin’den harekete geçmekti. Vazgeçmekten çok korkuyordum. Geziye çıkabilmem için arkadaşlarım aralarında para topladılar. Yaklaşık 5 bin dolar destekleri oldu. Gezi bana motorum da dahil 25 bin dolara mal oldu. Şanslı bir insan olduğumu düşünüyorum çünkü gezi bittikten sonra evime uçakla dönmeyi düşündüm ama mortorsikletimi nasıl götüreceğimi bilmiyordum. Onu satmak istemedim çünkü 170 gün sonunda bir gönül bağım olmuştu. Çin konsolosluğuna ulaştım ve müzeye bağışlama yolunu onlar bana gösterdiler. Bundan dolayı çok mutluyum. Türkiye ’ye her zaman gelmek istiyorum. Yıllar sonra çocuklarımla burayı gezmeye geldiğimde onlara anılarımı anlatacağım. Gezerken kameram hep açıktı çektiğim görüntüleri yakında sizlerle paylaşacağım. Bu tarz gezilerim devam edecek. Daha fazla yer keşfetmek istiyorum"  diye konuştu.

Konuşma sırasında Çin ile Türkiye'nin dostluğuna da dayanan sporcu, herkes tarafından takdir edilen bir konuşma yaptı.

Kask Seçimi

Bir önceki yazılarımızda motor yarışlarında kullanılan kıyafetlerden, bunların fiyatlarından ve normal hayatta da motosiklet kullanıyorsak eğer neden kask takmamız gerektiğini yazmıştık. Şimdi ise motosiklet kullanırken hayat kurtaran bir araç olan kaskımızı seçerken nelere dikkat etmemiz gerektiğini inceleyeceğiz.

Tabi genel olarak kask seçerken insanlar nasıl durduğunu veya sevdiği renkler varsa eğer o renklerden almaya dikkat eder. Veya kafasında kurduğu bir kask şeklini alıp, dener ve güzel durduğunu düşünürse eğer onu satın alır. Fakat bu bir nebze yanlıştır.

Hayat Kurtaran Kask

Tabi ki güzel durması veya hoş gözükmesi bir önem arz edebilir fakat daha önemlisi bu kaskın bir kaza sonucundan sizin hayatınızı kurtarabilecek güçte olmasıdır. Tabi bir de rahatlık ve kafaya oturması da sürüş rahatlığı bakımından önemlidir.

Motosiklet kaskları sürüş veya yarışa göre farklılık gösterebilir. Ama motosiklet kullananların kesin bir yargısı vardır ki o da en güvenli kask kapalı olan kasktır. Bunun dışında açık, çene açılır, çenesi çıkan gibi modelleri de vardır.

Kaskı alırken ilk bakmanız gereken de ECE ve DOT onaylı olup olmadığıdır. Yedek parçası bulunabilmesi de size artı sağlayacağı aklınızın bir köşesinde bulunmalı. Bunun dışında kafa ölçünüz çok önemli bir yere sahip. Kask alırken mutlaka kafa ölçünüz yaptırın ve ne çok sıkan ne de çok bol kasklar alın daha çok rahat fakat kafaya oturanları seçmeniz sürüş sırasında sizi daha rahat ettircektir. Ayrıca havalandırma da önemlidir yol boyunca terlemenizi engellecek kasklar tercihin.

Kask Camını Her Zaman Temiz Tutmaya Çalışın

Bir kask alırken camı da çok önemlidir. Buğulanmaya karşı önemli tedbirleri olan ve güneş veya başka hava şartlarından az etkilenen kaliteli camlı bir kask almanızı öneririz. Ayrıca her zaman kask camınızı temiz tutmanız sizin için haya kurtarıcı olabilir, motosiklet kazalarının genelde bir anlık dikkatsizlik ile meydana geldiğini düşünür isek her binişten önce bir bez ile camını silmeniz sizin için zor olmasa gerek. Ayrıca renkli olması da güneş ışınlarından dolayı gözünüzün yorulmasını engeller.

Ayrıca hafif olması da önemlidir. En hafif kasklar karbon kasklardır. Hafif olmasının nedeni ise uzun bir yolculuktan sonra boynunuzun ağrımaması içindir. Son olarak da ve biz insanların en çok baktığı şey de fiyattır. Ama sakın he fiyat ucuz diye bir kask almayın. Çünkü hayatınızın değeri iki kask arasındaki fiyat kadar olamaz asla.


17 Aralık 2013 Salı

Bir Drag Efsanesi Russ Collins

Motor yarışları bir çok alanda düzenlenmektedir. Bunlardan biri de drag yarış türüdür. Bu yarışta 2 motor yarışçısı bir çizgiden beraber start verip sonra düz bir alanda belli bir finish çizgisinde ilk geçmeye çalışır. Bu yarışlarda en önemli şey iyi bir start alabilmektir. Çok basit bir yarış gibi gözükse de bir çok kazaya sebep vermektedir bu yarış o yüzden hafife alınmamalıdır.

Drag Efsanesi: Russ Collins

Her yarış sitilinde olduğu gibi bu yarışında bir efsanesi var tabi ki kendisi Russ Collins. Hem de ne efsane, 1977 yılında kırdığı 7 saniye bariyeri ancak 11 sene sonra geçilmiştir. O 11 senede motosiklet teknolojisinin ne kadar geliştiği halde kırılamamış olmasını siz düşünün artık.

1939 New Jersey doğumlu efsane, sevdası önce arabalar ile başladı fakat daha sonra ünlü olmak amacıyla gittiği Hollywood'ta bir motor alarak motor hayatına başladı. Bu motoru kendi elleriyle modifiye eden efsane, bir çok yarış kazandı. Bunun üzerine Honda'nın dikkatini çektiği ve kullandığı mühendisliği onlarla paylaşması için büyük çaba harcadılar.

Bunlarda sonra yarışlara ve başarılarına devam eden Russ, modifiye ettiği araçlar ile kendisi adeta domine etti. Artık sıra efsanelerle kapışmaktı sonuçta efsane olmak için efsaneleri yenmen gerekir. Bu yüzden tabi motosiklet efsanesi deyince akla ilk gelen Harley-Davidson'ı yenmeliydi. Bunun için atölyesine kapanıp çalışmalara başladı. Bazı çift motor denemelerinden sonra 1973 yılında adeta motor dünyasını yerinden sallayarak 3 motorlu Honda modeli yaptı.

1973 yılında Kaliforniya'da yedi saniye barajını kırdı ve dünyada ilk defa "Best Engineered Car" ödülünü alan motosikleti üretmiş oldu. Yalnız 3 motorun doğal olarak eksisi fazla ağır olmasıydı bu nedenle de kaza yaptı ve motor parçalandı.

Russ buna sevinmedi tabi ama daha iyisini yapma amacıya beraber şu an biz de dahil bir çok motor yarış severi sevindirdi. 1977 senesinde çift motorlu Honda aracı yaptı ve yine ikinci kez "Best Engineered Car" ödülünün sahibi oldu. 7,30 saniye de 199.5 mil/s rekorunu bu araç ile kırdı. 

80'ler başında motor sevdasını bir kenara bırakıp araba sektörüne yöneldi. 80 yıllarının darg yarışlarına da eski bir çalışanının damga vurması da ayrı bir konu amacı oldu adeta. Şimdiler de o 80'lerde geçtiği araba şirketi hala da üretime devam etmektedir.


Aynalı Kask

Kaskın motor yarışçıları ve motosiklet kullanıcıları için ne kadar değerli olduğunu önceden söylemiştik. Bu nedenledir ki bir çok firma farklı, kullanışlı ve motosiklet kullanımını kolaylaştırmaya çalışan kasklar üretmekte. Tabi bunun ticari tarafı da yok değil hani ama yine de biz yararlarına bakmakla yetineceğiz.

İngiliz markası olan Reevu'da bunlardan birini üretmiş. Arabada olan dikiz aynası sistemini kaska yerleştirmeye çalışmışlar başarılı da olmuş açıkçası fakat kullanışlı olup olmadığını denemeden bilemeyiz. MsX1 Helmet adı verilen kask aslında oldukça basit bir sistem oluşturulmuş. Bu da biz kaskın içine bir ayan koyalım ve bu ayna da arkadan yansıyan görüntüyü göstersin.

Kaskın vizörü üzerine yerleştirilen bu ayna arkamızda kalan görüntüyü yansıtıyor. Bu şekilde arkamıza dönüp bakmamıza sebep kalmıyor. Deneyenler bilirler motosiklette ayna kullanmak zordur. Görüş alanı geniş değildir. Ama bu aynada o aşılmış gibi gözüküyor. Yani aynalı kask olmuş diyebiliriz bu sefer kesin.

Ve bu aynanın kapatılabilir olması çok önemli tabi. Yine geldik fiyatına aslında bunun düşülmesi ve yapılmasıyla bizi biraz zorlarlar diye düşünülmesine karşı bir kask fiyatına göre çok da abartılmamış. 380 dolardan satışa sunulmuş. Türkiye'ye gelmemiş şu an daha.

Denemek isteriz tabi, kullanış olup olmadığı anca öyle anlaşılır fakat video ve resimlerden gayet kullanışlı gibi gözüküyor.


16 Aralık 2013 Pazartesi

Motor Sporlarının Olimpiyatı; Dakar Rallisi

Motor yarışları bir çok kategoride gerçekleşiyor. Ve MotoGp'den tutun enduro, motokros yarışlarına kadar her birinin ayrı bir zevki var. Sevenleri de farklı tabi hatta bazıları bu yarışları kıyaslayıp birbirleriyle tartışmalara bile giriyorlar, hangisi daha iyi diye. Tabi yine kişinin kendi isteği çok sık değişmiyor. Biz o tercihi etkilemiyoruz fakat Çöl Kaplanı Kemal Merkit'den bir alıntı yapıp "Motor Sporlarının Olmipiyatı olan; Dakar Rallisi" tanıtacağız sizlere.

Amaury Sport Organisation  tarafından düzenlenen bu yol dışı yarış 1979 yılından beri düzenleniyor. Paris'ten başlayıp adını aldığı Dakar'a kadar yarışa her sene bir çok alanda yarış düzenleniyor. Yol dışının yanında daha çok bir dayanıklılık yarışmasıdır. Profesyonel ve amatöre yarışmacılar ikisi de bu yarışa katılabilmektedir.

Motor yarışı 3 kategoriden oluşur. Birincisi Maraton yarışıdır, modifiye edilmiş motosikletler bu yarışta yarışır, 451 cc'lik motorlarla yarışılır. İkinci Grup ise Super-Production motorlar adındadır, maraton motosikletlerinden  daha çok modifiye edilmiş arçalardır fakat yine 451 cc'lik motorlarla yarışılır. Üçüncü yani son grup ise 500 cc'lik motorlardan oluşur.

Özel etapların çoğu kayalıklar, çamurlu zeminlerde geçer. En uzun etabı 800 kilometreden fazladır ve 17 etaptan oluşur.

İlk şampiyonu Cyril Neveu'dir. Stéphane Peterhansel motor yarışında 6 şampiyonluk ile bu alandan en çok şampiyonluk kazanmış isimdir. Ondan sonra da son senelerde kupa ambargo koyan Cyril Despres gelir. Cyril ismi de Dakar Rallisinde büyük bir isim olduğu kesindir. Aynı isimli iki yarışmacı da efsanevi yarışçılardır.

Kemal Merkit de 2002 yılında servis desteği olmadan yarışanlar kategorisinde yarıştı ve bunu başaran ilk tür motor yarışçısı oldu. Bundan sonra 9 kez bu yarışa katılma başarısı gösterdi ve bunlardan 6 tanesinde yarışı tamamladı. 2010 yılında şampiyonluk yaşadı, 2011 yılında ise ikinci oldu.

Yani sonuçta Dakar Rallisi motor yarışlarında çok önemli ve dikkat edilen bir yarış. Fakat şu da bilinmelidir ki 30 yıllık yarış tarihinde 56 kişi bu yarışta hayatını kaybetmiş. O yüzden macera tutkunu bu yarışa katılmak isteyen arkadaşlar bir daha gözden geçirmeli kararlarını.